Kitabın adı: Araf
Orijinal adı: Providence
Yazar: Jamie McGuire
Seri: Providence #1
Goodreads puanı: 4.07/5
Herkese merhaba!!!
Bugün Providence Üçlemesinin 1. kitabı Araf'tan bahsedeceğim. İlk yorumum olduğu için biraz heyecanlıyım ama kusuruma bakmayın artık =)
Kitabın önce dışından başlayalım:
Araf bana sorarsanız ''en sevdiğim kapak tasarımları'' listemde ilk 3'te olurdu, o kadar çok seviyorum bu kapağı. O kar küresi, içindeki melek ve uçuşan kar tanecikleri... Sırtıysa el yazısıyla yazılmış ve Jamie McGuire'dan Tatlı ve Ayaklı Bela'yı görenler bilir, bu üç kitap başlığı yan yana tek kelimeyle harika duruyor. Yani ''uyum'' konusunda kafanızda bir soru işareti kalmasın =)
Şimdi daha önemli olan kısma geçiş yapıyoruz, tabii ki kitabın içine..
''Nina Grey'in hayatı hastaneden gelen bir telefonla içinden çıkılmaz bir duruma girmiştir. 'Tanrı' olarak tanımladığı babasının bir kaza yaptığını öğrenmiştir ve babasının çok da zamanı yoktur.''
Aslında hikaye tam olarak böyle başlıyor.Yani başından sonuna kadar bir heyecan söz konusu. Babası ölecekse ne olmuş? diye düşünebilirsiniz ama asıl hikaye babası öldükten sonra başlıyor.
Aslında hikaye tam olarak böyle başlıyor.Yani başından sonuna kadar bir heyecan söz konusu. Babası ölecekse ne olmuş? diye düşünebilirsiniz ama asıl hikaye babası öldükten sonra başlıyor.
Nina, cenazeden sonra bitmiş tükenmiş bir halde kendini otobüs durağına zor atabiliyor. Otobüs durağında beklerken de ona daha en başından tanıdık gelen, kendi deyimiyle mavi-gri gözlü, kendisinden 5-6 yaş büyük biriyle taksiyi paylaşıyor. Nina sebebini bilmese de Jared'ı tekrar görmek istemeye başlıyor. Anlayın işte bir kaç randevuya çıkıyorlar ve Eros işi onlar için hallediyor. Ama bu sıradan bir aşk öyküsü değil çünkü fazlasıyla gizli-saklı var. Nina'da bunları Jared'dan duymak isteyince de.. Eh, pişman oldu diyebiliriz.
*Uyarı: Buradan sonrası SPOILER içeriyor*
Gerçek şuydu ki: Nina, Jared'in Taleh'iydi. Hı, o ne? falan diyebilirsiniz ama, şöyle açıklayayım: Jared bir yarı melek ve tam anlamıyla Nina'nın koruyucu meleği. İşte, bence tam bu konunun açıklandığı sayfalarda Jamie McGuire normal-sıkıcı-sıradan bir aşk hikayesi yazmadığını gözler önüne seriyor.
Peki koruyucu melek ne mi demek? Nina ölürse Jared da ölür, Jared onu korumak için her an Nina'nın yanında olmalı ama eh, aslında bu kadar da yakın olmaması gerekiyor, en azından Cennet'in bahsettiği yakınlık Sevgililik derecesini kapsamıyor diyebiliriz.
Her dokunuşlarıyla Nina'yla Jared'in hisleri de iç içe geçiyor. Ama asıl sorun bu değil.
Asıl sorun, Nina ve Jared'in babaları Jack ve Gabe'in işin içine Cehennem'i ve dolayısıyla Cehennem'in Efendisi Shax'ı karıştıran bir olaya girmiş olmaları. Ama orasını söylemeyeceğim kusura bakmayın yoksa okumanızın bir anlamı kalmayacak.
Ama neyse, zaten fazla konuştum gerisini de öğrenmek için siz okuyun, tereddüt bile etmeyin. Kesinlikle okuyun!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder